Sevgili dostlar,

Ben Osman Deniz, 1943 yılında Denizli’de dünyaya geldim ve henüz 1 yaşındayken annemi kaybettim. 14’üme kadar Denizli’de, babamla babaannemin bakım ve himayesinde yetiştim. Aile olarak dokumacılıkla uğraşıyorduk, el tezgâhlarımız vardı; ama ben daha ziyade teknik sahada varlık göstermek istiyordum. Bu sebeple dokumacılıktan başka bir imkân sunmayan Denizli’den ayrılarak İstanbul’a, dayımın yanına geldim ve Sultanahmet Erkek Sanat Enstitüsü’nü bitirdim.

Bilahare 1966 yılının Haziran ayında ARÇELİK’te işe başladım ve 1971 yılına dek bu firmada, aşağı yukarı her birimde görev aldım. ARÇELİK o sıralar yerli yan sanayiye dönmeye başlamıştı. İngiltere’den ithal ettikleri bütün döküm malzemeyi yerel olarak üretmek istiyorlardı. Bu arada kader bizi kokil döküm ustası ortağım ile bir araya getirdi ve birlikte önce Küçükyalı’da daha sonra da Maltepe’de bir alüminyum döküm atölyesi kurduk. 30 yıl boyunca gece gündüz demeden en eskisi ARÇELİK olmak üzere, BOSCH, VALEO vb. pek çok yurt içi ve yurt dışı beyaz eşya ve otomotiv markasına alüminyum döküm parçaları ürettik.

Değerli çalışma arkadaşlarım,

Henüz ikinci sınıfa giderken matematik hocam babama, “Senin oğlan pek iyi okumayabilir ama matematik zekası çok kuvvetli.” demiş. Tabii üstüne bir şey koymadıktan, hakkını verip çalışmadıktan sonra bu tek başına ne ifade eder; hiç! Ben de çok mücadele ettim; çocukluktan bu yana durmadan çalıştım. Şımarmadan, istikametimi şaşırmadan, olumsuz düşünceyi bir kenara bırakıp dürüst ve samimi bir biçimde sadece işime ve insanlara faydalı olma fikrine odaklandım. Türkiye onca kötü, kararsız, dengesiz dönemden geçti. Bütün bu sıkıntılı zamanlarda enerjimi yılmadan, yorulmadan büyük bir yaratıcı tutkuyla bağlı olduğum işime ve ülkemin kalkınmasına verdim hep…

Evet, bugünkü şirketimizinin temelinde ve harcında işte bu hasletler; iş aşkı ve ahlâkı, merak ve tecessüs, kolektif bir değer yaratma iştahı ve ekip çalışması yatmakta…  

Biz elimizden geldiğince örnek olmaya çalıştık. Sektördeki diğer firmalarla saygılı bir iletişim tesis edip bunu titizlikle sürdürdük. Ve elbette kendimizi ve firmamızı yenileyip geliştirirken, diğer yandan sektörün ve ülkenin gelişimine katkıda bulunma bilincinden de hiç kopmamaya gayret ettik.

Şirketimizin bir aile olarak geleceğe yürüyebilmesi açısından halen geçerli olan bu hedefleri bir nebze hayata geçirebildiysem, ne mutlu bana…

Artık bayrak sizin ellerinizde…